MEHMET AYTAÇ

Keşan hekimleri ve sağlıkçıları tarafından Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen tören, görevi başında hayatını kaybeden doktor ve sağlık personelleri anısına saygı duruşunda bululması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.

“KÖYÜNE DOKTOR GELDİ DİYE SEVİNEN TOPLUM NASIL HEKİMLERİN CANINA KIYAR HALE GELDİ?

Hekimler ve sağlıkçılar adına törende bir konuşma yapan Uz. Dr. Uğur Özdağlı, her ölümün acı verici olduğunu ancak yaşatmak için yemin etmiş insanların, doktorların, sağlıkçıların görevleri başında katledilmesinin, acıyı binlerce kez arttırdığını söyledi.

Konya Şehir Hastanesi’nde görevi başında silahlı saldırı sonucu katledilen Kardioji Uzm. Dr. Ekrem Karakaya ile yüreklerinin yandığını ifade eden Uz. Dr. Özdağlı; “Dr. Ekrem Karakaya bir eşti, iki çocuk babasıydı. Evlattı, Sayıları binleri bile geçmeyen bir Kardioloji uzmanıydı. Yıllar önce Dr. Ersin Aslan yine görevi başında katledildiğinde sağlıkta şiddet sona ‘Ersin’ diye haykırmış ve sağlıkta şiddet yasası bir an önce çıksın diye çalışmıştık. Maalesef çıkan yasa caydırıcı olmaktan uzak ve Hekimi, sağlık çalışanlarını korumakta oldukça yetersiz bir halde yasalaşmıştır. Eğer caydırıcı olsaydı defalarca doktor, ebe, hemşire, sağlık personeli, sözlü ve fiziksel şiddete uğramazdı, katledilmezdi. Köyüne doktor geldi diye sevinen, derdine derman arayan bu toplum, hastanede şifa dağıtan hekimlerin canına kıyar hale nasıl getirildi. Üzülerek tanık olmaktayız” dedi.

“PANDEMİDE ALKIŞLADIĞINIZ SAĞLIKÇILARI NE ÇABUK UNUTTUNUZ?”

Konuşmasında Türkiye’deki sağlık sistemini de eleştiren Dr. Özdağlı; “Sağlık sistemindeki aksaklığın merkezine başta Hekimleri ve sağlıkçıları koyan bu anlayış;  şiddeti, öfkeyi ve nefreti beraberinde getirmiş ve adalete güveni kalmayan vatandaşta kendi adaletini aramaya başlamıştır. Sağlık; ruhen, bedenen ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. Sağlığın tanımı budur. Öyleyse bu ülkenin insanlarının ruh sağlığından sosyal durumundan, geçim sıkıntısından, mutsuzluğundan sadece hekimler mi sorumludur? Eğer bu doğru değilse niye en çok sağlıkçılar cezalandırılmakta, katledilmektedir” ifadelerini kullandı.

Dr. Özdağlı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çalışma koşulları hızla bozulan, geçim sıkıntısı yaşayan, şiddete uğrayan, bir hastayı 5 dakika içinde muayene edip doğru tanı koymaya zorlanan hekimler, bu ülkenin en fazla eğitim almış, en zor sınavlarından başarıyla geçen hekimler, artık ülkeyi terk etmeye başlamıştır. Giderlerse gitsinler, yerlerine başka ülkeden hekim getiririz diyen üst akılın sağlıkta şiddet artarken hiç mi suçu yok? Bırakın sağlığını korumayı, karnını doyurmakta zorlanan vatandaşın çözümü hekimleri katletmekte araması, maalesef umutsuzluk ve adalete güvensizlik nedeniyledir. Pandemi sürecinde balkondan alkışladığınız, minnet duyduğunuz sağlıkçıları ne kadar çabuk unuttunuz. Bizler hekim ve sağlık çalışanı olurken her koşulda yaşatmak için yeminler ettik. Beyaz üniformalarımızı alın teriyle ve emekle taşıdık. Artık beyaz önlüklerimizde kendi kanımızı, meslektaşlarımızın kanlarını görmek istemiyoruz. Artık yeter diyoruz. Yaşatmak için, yaşamak istiyoruz, yaşamak istiyoruz, yaşamak istiyoruz.”