67. VEREM HAFTASI BASIN BÜLTENİ

(05-11 Ocak 2014)

 

Geleneksel olarak her yıl Ocak ayında düzenlenen halkımızın Verem Hastalığı ve hastalıkla mücadele konusunda bilinçlendirilmesini amaçlayan “67. Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası”  05-11 Ocak 2014 tarihleri arasında düzenlenecektir.

Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri verem mikrobu ile enfektedir. Bu insanların % 10’u yaşamlarının bir döneminde vereme yakalanacaklardır. Her yıl 9 milyon kişi verem hastalığına yakalanmaktadır. 2010 yılında, dünya genelinde 1.5 milyon tüberkülozdan ölüm kaydedilmiştir. Dünyada bir tek etkene bağlı olması ve tedavisinin olmasına rağmen en çok ölüme yol açan hastalıktır.

Ülkemizde yılda yaklaşık 16 bin yeni verem hastası ortaya çıkmaktadır. Hastaların yaklaşık %65’inde akciğer tüberkülozu varken, %35’inde akciğer dışındaki organlar (lenf bezleri,  akciğer zarı,  kemik, böbrek, beyin vb.) tutulmuştur. Ülkemizde 2011 yılı tedavi başarısı %91’dir. DSÖ ( Dünya Sağlık Örgütü) Avrupa Bölgesinde yer alan 53 ülke arasında başarı sırasında Türkiye 3. sırada yer almaktadır.

Verem bulaştırıcılık kaynağı, tedavi görmemiş aktif akciğer ve gırtlak (larinks) veremi olan hastalardır. Hasta insanlardan öksürme, hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum ile alınması sonucu bulaşır. Tedavi ile ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık büyük oranda yok olur.

Verem enfeksiyonu, verem mikrobunun vücuda girmesinden sonra 8-10 haftada tüberkülin deri testinin (TDT) pozitifleşmesi ile kendini gösterir. Bu, hastalık değildir. Vücutta veremin sessiz durduğu ve adeta hapsedildiği bir durumdur. Vücut direnci düşünce basil çoğalarak hastalanmaya yol açar. Hastalığın gelişmesine yol açan vücut direncini düşüren hastalıklar ve etkenler vardır. AIDS bu bakımdan vücut direncini en çok kıran hastalıktır.

Verem Hastalığı, klinik bulguların ortaya çıktığı bir durumdur. En çok akciğeri tutar. Tuttuğu diğer organlar; akciğer zarları, lenf bezleri, kemikler, böbrekler, beyin zarlarıdır. Vücudun bütün organlarında hastalık yapabilir.

Verem   hastalığının   genel   belirtileri,   halsizlik,  iştahsızlık,  kilo  kaybı,  gece   terlemesi ve akciğer yakınmaları; öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığıdır. İki-üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerekir.

Balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ya da kültürde üretilmesi verem tanısı için gereklidir. Hastanın semptomları (yakınma) ve röntgen bulguları, hastalıktan şüphelenmeyi sağlar.

Toplum Sağlığı Merkezi Verem Birimlerinde veremin teşhis ve tedavisi ücretsizdir. Tedavisi standarttır. Tedavide bütün ilaçlar ücretsiz verilir. Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan gözetimli tedavi (DGT) denilir. İlimizde sağlık personeli tarafından yapılan doğrudan gözetimli tedavi oranı %100’dür.

BCG(Bacille Calmentte Guerin) verem aşısı, özellikle çocuklarda kanla yayılan ve öldüren verem hastalığını önlemede çok etkilidir. Ülkemizde BCG aşısı doğumdan sonra 2. ayını bitiren bebeklere Aile Sağlığı Merkezlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır.

Ülkemizde Dünya Sağlık Örgütü’ nün (DSÖ) önerdiği Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi (DGTS) çevresinde Veremle savaş  yürütülmektedir. DSÖ’nün hedefi hastaların %70’ inin bulunması ve bu hastaların %85’inin başarı ile tedavi edilmesidir. Türkiye’nin, 2011 yılı olgularda tedavi başarısı %91’dir. İlimizin tedavi başarısı ise %95,8’dir.

Edirne Halk Sağlığı Müdürlüğü