Ayçiçeği Üreticileri Sendikası (Ayçiçek Sen) Genel Başkanı Nevzat Uğur, ayçiçeği üreticilerinin yaşadığı sıkıntının artık isyan noktasına ulaştığını söyledi.

Bölgemizde ayçiçeği hasadının başladığını hatta yarı yarıya da tamamlanmak üzere olduğunu da belirten Uğur, buna rağmen fiyatı belirleyecek olan Trakya Birlik’ten bir açıklama yapılmamasının üreticiyi tüccar ve sanayicinin kucağına ittiğini vurguladı.

SENDİKA OLARAK GEÇTİĞİMİZ YILLARDA ETKİLİ OLMUŞTUK

Ayçiçeği Üreticileri Sendikası’nın 2005 yılında kurulduğunu ancak ülke genelinde ve Trakya Bölgesi’nde üretim yapan üreticiler tarafından pek bilinmediğini ifade eden Uğur, Sendikamız 2005 yılında kurulmuş bir sendikadır. 2005 yılından bu yana faaliyetlerini sürdürmektedir. Sendikamız kurulduğu günden buyana ayçiçeği üreticilerinin sıkıntıları ve beklentilerini dile getirmektedir. Bugün gündemde olan ve çiftçiyi mağdur eden ayçiçeği fiyatlarının açıklanmamasında etkili olan Trakya Birlik ile bizim geçtiğimiz yıllarda yaptığımız görüşmelerde fiyatların açıklanmasında sendikanın büyük bir etkisi olmuştur. dedi.

ÜRETİCİLERİN BAĞIMSIZ BİR ÖRGÜTLENMEYE İHTİYACI VAR

Çok yaygın bir yayın kuruluşuna sahip olmadıkları için yapılan çalışmaların çok sık basında yer alarak üreticiye duyurulmadığını, tanınmamaların nedenlerinden birinin de bu olduğunu kaydeden Uğur, şöyle konuştu: “Bu çalışmaların duyurulmasında üreticilerin sendikayı sahiplenmemesi ve gereğini yapmamaları da etkili olmuştur. Ancak bugüne baktığımızda gerçekten üreticilerin bu tarz bağımsız örgütlenmeler tarafından örgütlenmelerinin gerekliliği ve ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Biz her zaman sendikaların bağımsız olması ve bir siyasi parti altında olmaması gerektiğini dile getirdik. Çünkü üretici bağımsız bir meslek örgütüne mensuptur. Bu nedenle meslek örgütünün siyaseti olmaz. Biz sendikal faaliyetlerimizi hep bu çizgi üzerinden sürdürmeye çalıştık. Keşan’da zamanında geniş katılımlı bir miting düzenlemiştik. Bu mitingte Hububat-Sen öncülüğünde buğday fiyatları için haykırışımızı tüm ülkeye duyurmuştuk. Bugün geldiğimiz noktada gerçekten o günden bu yana yaşananlar üreticilerin bağımsız bir örgütlenmeye ne kadar ihtiyacı olduğu göstermektedir. Basında özellikle son günlerde okuduğumuz haberlerde ayçiçeği ile ilgili kuruluşların üreticiye sahip çıktığını görmekteyiz. Bu, olması gereken bir davranıştır. Gerek çiftçi kuruluşları gerekse milletvekilleri bu yöndeki görüşlerini basın aracılığı ile duyurmaya çalışıyorlar. Sendikalar da diğer çiftçi kuruluşlarına alternatif kuruluşlar değildir.”

 ÜRETİCİ ÇOK SABRETTİ AMA ARTIK İSYAN ETMEKTE HAKLI

Ayçiçeği üreticilerinin sıkıntılarının her geçen gün artarak devam ettiğini ve özellikle bu yıl isyan noktasına ulaştığını kaydeden Uğur, “Üreticimiz çok sabretti ve artık isyan haklarıdır. Bu sıkıntıları sadece hasat zamanı ortaya çıkan sıkıntılar olarak görmemek gerekir. Bu sıkıntılar ürün ekildiği tarihten itibaren başlayan sıkıntıların sonudur. Üretici ayçiçeği hasadından önce bir hububat hasadı da yaşadı. Bu hasatta yaşanan sıkıntılar o dönemden gelmektedir. Ayçiçeği için bugüne kadar fiyatları regüle edecek yetkili kuruluşların hasadın başlamasına rağmen fiyat açıklamaması üreticiyi büyük bir boşluğa sürüklemiştir. Üreticiyi tüccarın ve fabrikatörlerin insafına bırakan bu politika üreticiyi boşluğun daha da dibine çekmiştir. Üreticinin girdilerinin her geçen yıl artması bence bu isyan için yeterli bir gerekçedir. Üretici ailesinin geleceği ve yaşaması için eline aldığı ürünün değerini bilmek zorundadır. Ancak bu zamanda üreticinin en doğal hakkı olan ürünün fiyatını öğrenme hakkı bile ellerinden alınmıştır” diye konuştu  

 

ESAS OLAN ÜRETİCİNİN KENDİ SESİNİ ÇIKARMASI

Artık üreticinin bu isyanını yetkililere duyurabilmek için her gün biraz daha yan yana gelerek güçlerini birleştirmesi gerektiğini söyleyen Uğur,  şöyle konuştu: Bu isyan arık alanlara taşmalıdır. Artık sıkıntılarımızı yüksek sesle alanlarda haykırmanın zamanıdır. Çiftçi kuruluşları ve siyasiler her gün açıklamalar yapıyor. Ancak burada unutmamamız gereken esas detay üreticilerin kendi sesidir. Bir kurumun veya bir vekilin konuşması ile bu sıkıntıların çözülemeyeceği artık bilinmelidir. Artık sıkıntı sahibi üreticilerin kendi seslerini kimsenin arkasında olmadan haykırması gereklidir. ‘Artık sıkıntım budur. Git benim sıkıntılarımı dile getir’ dönemi bitmiştir. Hele ki siyasi iktidarın bu sorunlara çözüm üretmesini beklemek tamamen hayaldir. Nedeni ise sorun sahiplerinin sıkıntılarını kendileri dile getirerek gündem oluşturamamasıdır. Eğer üretici yüksek sesle çözümleri ile birlikte sıkıntılarını haykıramazlar ise politika oluşturanlar tarafında dikkate alınmazlar. Bunun sonucunda üretici malını biçer ve borcu olduğu için fiyat ne olursa olsun ürününü paraya çevirmek için yok pahasına satmaya mahkûm olacaktır.

TRAKYA BİRLİK NEYİ BEKLİYOR

Trakya Birlik’in acilen alım fiyatlarını açıklayarak üreticiye alternatif bir fiyat seçeneği koyması gerektiğini ve bu fiyatları açıklarken de ciddi maliyet hesapları yapması gerektiğine dikkat çeken Uğur, “Ayçiçeğinin fiyatını belirleyen Trakya Birlik’in bugüne kadar bir fiyat açıklaması yapmaması üreticiyi tüccar ve sanayicinin kucağına itti. Trakya Birlik neyi bekliyor. Bu sessizliğe biran önce son vermeleri gerekmektedir. Ayrıca açıklanacak fiyatın üzerine kâr payı ve refah bedelinin de eklenmesi gerekmektedir. Uluslararası piyasalara bakılarak fiyat belirlendiği takdirde ayçiçeği üreticisi maliyetlerini bile çıkartamaz.” dedi.

 YARIN ALANLARDAYIZ

Uğur, açıklamasının sonunda, Ayçiçek-Sen ve diğer çiftçi kuruluşları ile birlikte yarın saat 12.00’de Eski İtfaiye Binası önünden toplanıp Cumhuriyet Meydanı’na bir yürüyüş yapacaklarını ve burada bir basın açıklaması gerçekleştireceklerini belirterek tüm Keşan halkını da davet etti.