Geçtiğimiz dönem CHP İpsala Belediye Başkan Adayı olan Cenan Tetik, sosyal paylaşımı yaparak İpsala’da çiftçilerin sorunlarını dile getirdi.
Tetik’in paylaşımı şöyle; “175 bin dönüm çeltik arazisiyle ülke üretiminin yaklaşık %40’ını karşılayan bu bereketli topraklar, bugün susuzlukla mücadele ediyor.
Meriç Nehri’nden gelen can suyu artık yeterli değil.
Günlerdir kamuoyuna “su geldi, geliyor” deniyor ama tarlalar hâlâ kuru.
Her geçen gün, üretici biraz daha umudunu kaybediyor.
Ürün alamayan çiftçi borcunu ödeyemeyecek, toprağından vazgeçmek zorunda kalıyor.
Ve bu kriz, sadece küçük üreticiyi değil; büyük çiftçiyi de sessizliğe mahkûm ediyor.
En büyük sorun: örgütsüzlük. Kooperatifleşemeyen, birlikte hareket edemeyen çiftçiler, bu kadar büyük bir üretimin içinde sahipsiz bırakılıyor.
OYSA İPSALA SADECE BİR TARIM İLÇESİ DEĞİL…
Her yıl milyonlarca insanın Avrupa’ya geçtiği Türkiye’nin en önemli sınır kapısına ev sahipliği yapıyor.
Saroz Körfezi’ne uzanan, ülkenin en stratejik güzergâhlarından birinde yer alıyor.
Ama bu değerin içinde yaşayanlar bile ne yazık ki bu kıymetin farkında değil.
Ve tam da bu kıymetli coğrafyada, bu bereketli topraklarda şimdi susuzluk yaşanıyor.
Ve bu sessizlik büyürse, sadece ürün değil; gelecek de kuruyacak!
O yüzden buradan açıkça çağrımı yineliyorum:
🔹 Çeltikçiler Birliği öncülüğünde,
🔹 Kaymakamlık, Belediye, DSİ ve Sulama Birlikleri,
🔹 Tarım Bakanlığı, hükümet ve muhalefet milletvekilleri,
🔹 yerel ve ulusal tüm karar vericiler acilen bir araya gelmeli.
Bu mesele günü kurtararak değil, şeffaf, gerçekçi ve planlı bir şekilde yönetilmeli.
“Su geliyor” cümlesi artık çiftçiyi oyalamıyor.
Üretici çözüm, adım, irade görmek istiyor.
Ve şunu da içtenlikle belirtmek istiyorum:
31 Mart akşamına kadar bu güzel ilçeyi yönetmeye talip biri olarak, arkadaşlarımla birlikte İpsala’nın sorunlarını dile getirmeye, çözüm aramaya çalıştık.
Seçimden sonra bir süre susmayı, kenarda kalmayı tercih ettim. Çünkü saygım vardı.
Ama bu toprakta yaşıyorsam, burada nefes alıyorsam;
Komşum, akrabam, dostum mağdurken ben sessiz kalamam.
Bu susuzluk, bu çaresizlik içinde
Sözüm bitmedi, çünkü daha yapılacak çok şey, söylenecek çok gerçek var.
Çünkü mesele siyaset değil…
Mesele İpsala. Mesele su. Mesele çiftçinin ekmeği.
Ve şunu da özellikle vurgulamak isterim:
Evet, belki önümüzdeki günlerde su salımı gerçekleşecek.
Ancak o suyun adil, planlı ve organize bir şekilde tüm çiftçilere ulaştırılması hayati önemdedir.
Bugün yaşanan sorunun en tehlikeli boyutu, bu suyun paylaşımında ortaya çıkabilecek adaletsizlik olacaktır.
Bunu yönetecek kurumsal bir yapıya, ortak akılla çalışan bir organizasyona ihtiyaç var.
İpsala’da su bitmeden, toprak tükenmeden, çiftçi pes etmeden hep birlikte harekete geçmek zorundayız!”





