SELÇUK GEZER

Konuşmasında Çakırlar, 6 Şubat'ta 11 ilde etkili olan ve Pazarcık ve Elbistan'da hayat kaybına neden olan depremin mağdurlarına başsağlığı dileyerek başladı. Depremin sık sık yaşandığı bölgelerde uygun olmayan yapılaşma uygulamalarının hayat ve mal kaybı riskini arttırabileceğinin altını çizdi.

Türkiye'deki fay hatlarındaki risklerin bilinmesine rağmen, gerekli denetimlerden geçirilmeyen ve "imar affı" yasaları ile izin verilen yapıların vatandaşların hayatına mal olmasına neden olduğuna vurgu yapan Çakırlar, özellikle deprem riski taşıyan binaların tümünün deprem dayanıklılığı açısından incelenmesi, gereksinimleri karşılamayanların ise güçlendirilmesi veya yıkılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, yer bilimleri alanında uzmanların görüşlerinin dikkate alınmasının önemine de vurgu yaptı.

Deprem sonrası Osmaniye, Islahiye ve Nurdağı'na ziyarette bulunan Çakırlar, müdahalelerdeki gecikmenin, kurumlar arasındaki iletişim eksikliği, yetersiz ekipmanlar ve korku temelli karar vermenin sonucu olduğunu belirtti. Tek kişilik rejim modelindeki hataların da deprem sonrasında açık bir şekilde görüldüğünü savundu.

Ayrıca Çakırlar, yapılandırma başvurularının dolaylı vergi oranlarında indirimler yaparak daha düşük gelir gruplarını desteklemesi gerektiğini, daha adil bir vergi sistemi oluşturulması gerektiğini ifade etti. Mevcut sistemde, borçlarını zamanında ödeyenleri cezalandırmak yerine, alışkanlık haline getirerek ödememe alışkanlığı edinenleri ödüllendiren bir algının oluştuğuna dikkat çekti.

Çakırlar, gelir ve genel harcamalar arasındaki büyüyen uçurumun, vatandaşların temel gıda ürünlerine erişimini giderek zorlaştırdığını, 200 Türk Lirası faturanın artık günlük gıda masraflarını karşılamadığını belirtti. Kiralarını ve faturalarını maaşlarıyla ödeyebilen insanların artık geçimlerini zorlaştırdığını da kaydetti.

Çakırlar son olarak artan işsizlik oranları karşısında gençlerin geleceğine yatırım yapılması ve istihdam olanaklarının geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.