Merhaba dostlar,

Yazının başlığına bakıp “Breh breh, başlığa bak başlığa!” diyenleriniz olmuştur belki de… Biliyorum, yazı başlıkları çok önemlidir. Yazının konusu hakkında az da olsa bir fikir verir okuyana. İşte o yüzden elimize aldığımız yazıyı okumadan önce başlığına bakar ve ipucu ararız konu hakkında. Benim yukarıda yazdığım gibi bir başlık görünce de insan ilgilenir doğal olarak. Gel gör ki, başlık iddialı yazı kofsa eğer dağ devasa bir fare doğurmuş olur dostlarım.

Eee, ne olmuş “Her erkeğin içinde bir Gül Hanım” varsa? Yani bu, erkeğin içinde partnerini aldatma potansiyeli olduğunu mu gösterir? Aman arkadaşlar, o nasıl söz öyle, ağzınızdan yel alsın. İnanınız, eşiniz – veya sevgiliniz – bu ihtimali birazcık sezmiş olsa hiç şansınız yok demektir. Cezanız – en hafifinden – ağzınıza acı biber sürülmek olur.

Şaka bir yana, hangimiz bakmayız yanımızdan geçen bir bela gözlüye? Hangimiz bakıp ta derin derin iç geçirmeyiz bir ahu bakışlıya, ceylan sekişliye? Hangimiz – kısacık saniyeler içinde – türlü fanteziler üretmeyiz muhayyilemizde?

Neyse, fark ettim ki, bu konuda konuştukça batıyorum. İş giderek tehlikeli bir hal alıyor ve sarpa sarıyor. Ben iyisi mi, bu lüzumsuz ve haddini aşan konuya son verip, sizlerle paylaşmayı düşündüğüm şiirimi sunayım sizlere.

GÜL HANIM

Herkes ait olduğu yerde olmalı.

Kuş yuvada, yuva ağaçta, ağaç ormanda…

Senin yerin bura değil Gül Hanım.

Herkes kendisinin olanını sevmeli

Çocuk anayı, ana babayı, baba yuvayı.

Senin olan sevgileri al hanım.

İnsan yalnız layığını görmeli

Güzel güzeli, çirkin güzeli, herkes güzeli…

Aşk kimsenin malı değil Bal Hanım.

Yiğit, sözlerine sadık kalmalı.

Kişi öze, verdiği söze, çokla aza…

Seni saran kollarıma gel hanım.

Bunca söz yeter, hatta artar da…

Saz güzeldir, söz güzeldir, yaz güzel.

Güzel eser sen seversen yel hanım.

Aynen böyle efendim, şiir aynen böyle. Belki şiirin özünde sevgiyle beraber uçarılık ta vardır ama şairin içten gelen sözleridir böylesine şiirler. Şairlere kızmamak gerek. Aslında yazan, söyleyen, fikir üreten ve beyan eden hiç kimselere kızmamak gerek. Ne zamana kadar sevgili dostlarım? Sözleri haddini aşıp hakaret içerene ve kırıcı olana kadar. Edebiyat kelimesinin EDEP sözcüğünden türediğini bilen şair zaten kimseyi kırmamaya özen gösterir.

Evet dostlaaar! Bu gün de, hem zamanı, hem A4’ü tükettim. İzninizi istiyor ve eğer kırılan varsa sözlerime, affımı talep ediyorum.

Aşkla, sevgiyle, içinizin güzellikleriyle, şiirlerle kalın sevgili dostlarım. N. D.