Necmi Kaymaz: ÇİFTÇİMİZ BU TABAN FİYATLARLA ZARAR EDER
İTHALE İZİN OLMAZSA GIDASIZ KALIRIZ
İsmail Şapçı : ÜRETİCİ ÜRETMEKTEN MUTLULUK DUYMALI
HASAT, ASLINDA DÜĞÜNDÜR, KUTLAMADIR
Hasan Şen: SULU TARIM DEYİNCE HEP ÇELTİK AKLA GELİYOR
ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇ TÜRK ÇİFTİSİNİ BİTİRME MODELİDİR
Keşan Ticaret Borsası’nda dün ilk arpa ürünü salon satışı için bir araya gelen Keşan Ticaret Borsası Başkanı Necmi Kaymaz, Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Şapçı ve Keşan Ziraat Odası Başkanı Hasan Şen yaptıkları konuşmalarda çok önemli açıklamalarda bulundu.
İlk olarak konuşan Kaymaz, İlk arpa ürününü salon satışını bugün gerçekleştirdiklerini belirterek. “Bunun için üretim yapan arkadaşlarımı candan kutluyorum. Üretim olmadan hiçbir şey olmuyor. Tekrar hepinize katıldığınız için teşekkür ediyorum.
Keşan Ziraat Orası Başkanı, Tarım Kremi Kooperatif Müdürü, Keşan Ticaret Sanayi Odası Başkanı, kıymetli meclis başkanı, değerli meclis üyesi arkadaşlarım, genel üreticiler, tüccarlarımız, çok kıymetli çalışma arkadaşlarımız, hepinizi Keşan Ticaret Borsası Meclisi adına saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Bu arada basınımızın da güzide temsilcilerine bizleri her zaman yanımızda oldukları için, yalnız bırakmadıkları için kendilerine de teşekkür ediyorum. 2025 yılı yılın ilk arpa ürününün salon satışına hepiniz hoş geldiniz. Öncelikle meclis başkanımızın kıymetli temennilerinden dolayı ben de kendisine teşekkür ediyorum.”dedi.
2024 YILININ SONUNDA KURAK BİR SEZON GEÇİRDİK
Kaymaz, 2025 yılına bir değerlendirmesini yapacak olursak ekilişlerin yapılmasından sonra 2024 yılının sonunda kurak bir sezon geçirildiğini belirterek, “Daha sonraki süreçte yağışları aldık. Fakat bitkinin istediği dönemlerde istediği kadar bölgemizde yağış almayan yerler var. Bu da dolayısıyla üretimi olumsuz etkiliyor.
Yıllık almamız gereken 600 mm yağış miktarımız bu sene %50'ler civarında veya biraz üzerinde.
Ve bu yağış da bitkinin istediği döneme denk gelmedi arkadaşlar. Bu sene beklenen, inşallah üreticimizin umutları beklediği yönde olur. Fakat görünen o ki, rekoltede, verimlerde bu sene eksiklik olacak.Gerçi bu hafta da arpada yeni başladı hasat dönemi ama gelen haberlere göre verimde baya düşüklük var. Bu da 300 ila 350 kilo civarında. Tabi bazı yerlerde bu rakam 500 kilolar civarında olabilir. İşte farklı bölgelerde yağışın olduğu yerde bu bir yağış da olsa bitkinin istediği dönemden geldiği zaman verim bu kadar çok etkiliyor.”şeklinde konuştu.
ÇİFTÇİMİZ BU TABAN FİYATLARLA ZARAR EDER
Böyle kuraklığın olduğu verimin düşük olduğu bir yıl içerisinde bulunulduğunu da hatıralatan Kayman açıklamasına şöyle devam etti. “Fiyatlar açıklandı, Bakanlığımız açıkladı TMO açıkladı. Benim buradan Bir önerim olacak Lütfen bunu da pozitif olarak bir özeleştiri olarak değerlendirilmesini rica ediyorum. Gerek arpada, gerek buğdayda daha buğdaya başlamadık ama görünen o ki bu verimlerle çiftçi üreticimiz zarar eder arkadaşlar.
Benim üretici adına Tarım Bakanlığımızdan, Hazine ve Maliye Bakanlığımızdan bu fiyatları verimler ortaya çıkmaya başlayınca hasat ilerleyince, tekrar fiyatın gözden geçirilmesini, değerlendirmesi gerektiğini geçen yıl olduğu gibi mutlaka bir prim desteğinin alım prim desteğinin verilmesi gerektiğini eğer bu verimler düşük kalır ise bu değerlendirmenin yapılmasını rica ediyorum. Sebebine gelince hepimiz her toplantıda her platformda bir araya geldiğimizde kırsalda nüfusun olmadığını, yaşlanan bir nüfus olduğunu sürekli dile getiriyoruz.
Eğer ki bu üreticiyi biz mutlu edemezsek, yerinde tutamayacak isek, biz gıda güvenliği açısından tehlike yaşarız.”
İTHALE İZİN OLMAZSA GIDASIZ KALIRIZ
Kaymaz ülkenin gıda için ithal yolu denediğini de hatırlatarak “Ne kadar ithal edebiliriz? İthal ettiğimiz ülkeler yarın kendileri bir sıkıntıya düşer ise, evet ben kapandım içeriye, ihracata izin vermiyorum dediği zaman biz gıdasız kalırız.” diyerek “Bunu yaşamamak için gençleri tekrar kırsala döndürebilmemiz için kesinlikle üretenin para kazanması lazım.
Üretim varsa bolluk olur, ucuzluk olur, enflasyon olmaz.”şeklinde konuştu.
Kaymaz bir de diğer bir konunun da açıklanan desteklerin açıklandığı hasat dönemi içerisinde veya ekim yapılacağı dönemde verilmesine vurgu yaparak şunları söyledi. “İki bin yirmi dört iki bin yirmi beş ürünün destekleri arkadaşlar iki bin yirmi altı bütçesinden veriliyor.
İki bin yirmi altının Şubat ve Mart aylarında verilecek olan bu yılki ürünün desteği enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde inanın ki üretici için bir değeri kalmıyor.”
TARIM VE HAZİNE MALİYE BAKANLIĞIMIZ YENİDEN DEĞERLENDİRSİN
Tarım Bakanlığı ve Hazine Maliye Bakanlığı’nın, tekrar bir değerlendirip yapıp desteklerin bu şekilde verilmesini, değerlendirme yapılmasını iki bakanlığımızdan da isteyen Kaymaz “Aksi takdirde hızlı bir şekilde kırsaldaki yaşlanan nüfus ile birlikte biz kırsalı boşaltmış oluruz. Üretmek çok kıymetli, çok zahmetli, şu salonda bulunan değil dünyada bulunan tüm insanların üretenlere ihtiyacı var. Tarımla benim işim yok, gıdayla benim işim yok diyen hiç kimse olamaz.
Herkesin ne iş yaparsa yapsın, ne kadar ekonomik gücü olursa olsun üreticiye ihtiyacı var.
Biz üreticilerin hem saygınlığını hem itibarını onlara hissettirmemiz lazım. Onları mutlu etmemiz gerekli ki onlar faaliyetleri sürdürebilsin.”
EĞİTİM SİSTEMİNDE ZİRAAT MÜHENDİSLERİNİN, GIDA MÜHENDİSLERİNİN VE TEKNİKERLERİN PRESTİJLİ MESELK OLDUĞUNU ANLATMAMIZ LAZIM
Kaymaz açıklamasını şu sözlerle tamamladı. “Özellikle eğitim sistemimizde de bunu bir meslek haline dönüştürmek için, bilinçli mesleki eğitimlerle beraber artık ziraat mühendislerimizin, gıda mühendislerimizin, teknikerlerimizin de prestijli bir meslek olduğunu çocuklarımıza modellememiz gerekiyor. Onlar mutluluğu görürse, kazancı görürse onlar da tekrar kırsalı tercih eder. Aksi takdirde kırsal boşalmış olur.
Ben katılımlarınızdan dolayı her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
2025 yılı hasadının tüm bölge ülke üreticimize, ülke tarımımıza bereketli bir yıl olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyorum. Tüm herkese saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.”
Kaymaz’ın ardından konuşan İsmail Şapçı’da konuşmasına “Öncelikle sezonun ilk ürünü arpanın urada hep beraber gerçekleştirecek olan salon satışı hayırlı olmasını dilerim.”diyerek konuşmasında şu konulara değindi.
HASAT, ASLINDA DÜĞÜNDÜR, KUTLAMADIR
Şapçı, hasatın, aslında düğün, kutlama demek olduğunu belirterek “Eski tarihlere baktığımızda hasat zamanı her şeyin mutlulukla geldiğini görürüz.
Fakat son yıllarda ne yazık ki kuraklık yaşamamızla beraber, bölgemizde özellikle üründe kayıplar, kilo kayıpları veya kalite kayıpları yaşıyoruz. Bununla alakalı da çiftçilerimizde, üreticilerimiz de sıkıntıları hep beraber görüyoruz. Sayın başkanlarımız dile getirdiği üzere farklı platformlarda biz bunu dile getiriyoruz. Özellikle son yıllarda kuraklıkla beraber, en son ekonomik şurasında da onu dile getirdim. Arpa'da da, buğdayda da göreceğimiz sıkıntılar olacaktır. Bunlar için sadece topyekûn bir çalışma başlatmamız lazım. Kuraklığa dayanıklı tohumların da bölgemizde, daha doğrusu tüm Türkiye'de daha fazla çalışmalarla beraber öne çıkması lazım. Fakat bu süreçte daha o kuraklığa dayanıklı tohumlar gelene kadar da çiftçilerimizin de, üreticilerimizin de özellikle yaşadıkları üretimdeki kayıpları da desteklerle, bence fiyat destekleriyle, bu illaki fiyatı yükseltmeyle olmaz, ekstra bir primle, başka bir şeyle de verilebilir ki zaten öyle olması daha mantıklıdır ki global fiyat da ortada olduğu için. O nedenle de çiftçilerimizi, üreticilerimizi bu şekilde desteklemeliyiz.”dedi.
ÜRETİCİ ÜRETMEKTEN MUTLULUK DUYMALI
Üreticinin, üretmekten mutluluk duymasının, üretimini arttırmasının önemli olduğunu belirten Şapçı, konuşmasının şöyle tamamladı. “Necmi Başkan'ın açıkladığı çok %100 doğrudur ekonomi anlamında da, üretim bollaşınca da Ne olur? İşte eğer ülkemize uğraştığımız enflasyon düşer. Enflasyonun düşmesiyle beraber de hepimizin refahı artar ve hepimiz bunu hissederiz. Ama öncelikle biz burada üreticimizi, bu işten bu yoldan caydırmamamız lazım, küstürmememiz lazım. Üreticilerimizi her aşamada desteklememiz lazım. Bunu da eğer biz burada üreticilerimizin her konuda destek olduğu, odalar, borsalar, birlikleriz. Bunları da her platformda dile getirmemiz lazım. Söylemekle dil aşılmaz. O yüzden bol bol söyleyeceğiz ve üreticilerimizin, çiftçilerimizin yanında olacağız ki onlar mutlu olana kadar, onlar seve seve tarlaya gidene kadar, onlar hasatta düğün yapana kadar, sürekli yanlarında olmamız lazım. Sonuç olarak öyle bir dünya ki onlar ürettikçe, çiftçilerimiz, üreticilerimiz ürettikçe kazanan hepimiz olacağız. Bu bilinçle inşallah bu sezonun başkanlarımın da bahsettiği üzere yer yer sıkıntılı olan alanlar var. Bazı münferit yüksek gelen verimler var. Fakat baktığımızda genel olarak ortalama artı gideceğiz herhalde bu senede. O yüzden de yine de inşallah hayırlı olur. Çiftçilerimiz, üreticilerimiz beklentilerini bulurlar. Bulamadığı noktalarda da az önce bahsettiğimiz şekilde bir şekilde desteklemelere ihtiyacımız olacaktır. Tekrar ben salon satışımızın, Arpa ilk ürün salon satışımızın hayırlı olmasını dilerim. Gelen herkese ayaklarına sağlık derim.”
Şapçı’nın ardından alan Hasan Şen’de çiftçiler adına çok önemli konulara değinerek açıklamada bulundu.
SULU TARIM DEYİNCE HEP ÇELTİK AKLA GELİYOR
Şen, bir temsilcisi olarak ben de bir şeyler söylemek istediğini belirterek “ Sezon başladığımızda, ekim döneminden çiftlerle yaptığımız işaretlerden biliyorsunuz kurak bir dönemi ekimini gerçekleştirdik. Buğdayı gerçekleştirdiğimiz zaman zaten kurak bir sezonunun başlangıcı olduğu belli. Biz bunu bütün toplantılarda biliyorsunuz ben size deklare ettim. Bu 2025 sezonu çok zor geçer. Her ne kadar biz tarımı iyi bir şekilde yapmaya çalışsak yöneticiler olarak, üstü açık bir tarım yaptığımız için yukarıda yağmur yağmıyorsa, zamanında yağmıyorsa verim alma şansımız yok. Bölgemizde buğday sulayan, arpa sulayan kimse yok. Çünkü barajlarımız genellikle çeltik tarımına yönelmiş vaziyette. Yani hiçbir üretici bugüne kadar ister birliklerden, ister kooperatiflerden sulamak için, buğday için izin istese, ya su yok denir ya bilmem nedir. Yani ben hiç su verildiğini görmedim. 20 yıllık başkanlık yapıyorum. Biz hep sulu tarımda çeltiği ön planla tutuyoruz. Sulayabilir miyiz sulayabileceğimiz bölümler de var. Yani kuraklıkta müdahale edilecek bölümler de var ama şöyle söyleyelim. Keşan'da beş yüz elli bin de kariyer var. Tarım arazisi var. Kırk bin de kar çeltik ekiyoruz. Yani ay çay üreticisi, buğday üreticisi hiçbir zaman önde tutunmuyor. “
KURAKLIK VERİMİ ETKİLEYECEK
Şen, üstü açık bir tarım yaptıkları için bu yıl bir nebze geçen yıl yaşanan o bolluğun bu yıl yaşanamayacağını kış döneminde daha söylediğini belirterek açıklamasına şöyle devam etti. “Çünkü bitkinin gelişme döneminde hiç yağmur yağmadı. Başkanlarımın hepsine aynı şekilde izah ettim, söyledim. Üretici ne kadar mücadele ederse etsin, ne kadar gübresini, ilacını artmakla meşgul olsa da, üstü açık tarımda senin müdahale etme şansın yok. Sadece hava tahmin raporlarına göre, bazı zamanlar raporlar da yanıltıyor insanları. Bununla ilgili üreticilerimizin ellerinden gelen gayreti gösterdiğine inanıyorum.”
TRAKYA BÖLGESİNDE BİLİNÇLİ BİR ÇİFTÇİLİK YAPILIYOR
Trakya bölgesinde bilinçli bir çiftçilik yapıldığını belirten Şen, “Ama biz ne kadar söylesek de bilgimiz dahilinde bazı arkadaşlarımız olmayacağını bu yıl göreceğiz.
Yani en büyük meyveyi şu anda toplamaya başladığımız şu günlerde, hangi biçer döverci arkadaşımızı arasak, hangi köye gitsek. Veyahut da kendi köyüme gidiyorum. Arpa hasatı başladı. İkinci ürün ekecek insanlar var, onlar ovalarda da yer biçtiriyor. Başkanlarımın dediği gibi veri potansiyeli 500 kilo civarlarında arpada. Bunu kıyı şeridimizde, buğday hasadında bakın 250 kiloya düşeceğini tahmin ediyorum. Çünkü tarlaya dışarıdan bakmakla, tepeden bakmakla hiçbir şeyi anlaşamazsınız. Tarlayı gezmeniz gerekir. Tarımcılar burada. Süre mücadelesinde kendisine de sordum. O da aynı şeyi söyledi. Yani verimlerin olmayacağını, bölgede yağış miktarının çok azaldığını biliyoruz. Bilhassa Keşan bölgesinde, kıyı şeridimizde. Buna nazara üreticimiz bugün verim yönünden zayıf olacağı için para yönünden, ben her zaman söylerim, üreticiyi kurtaracak tek şey verim alıyorsak, bolluk oluyorsa, üretici para kazanır, ayçiçeğinde olmaz, buğdayda olur, çeltikte olur. Yani döngü döner, bir şekilde devam eder. Ama bu yıl buğdayda çok çeşitli verimler göreceksiniz. Arpa da gördüğünüz gibi. Tabi bu Keşan'ın ekonomisine, tarımdaki ekonomiye çok etki edecek. Çünkü ben Keşan Ziraat Odası başkanı olarak söylemek istediğim, üretici mutlaka verim almak zorunda. Benim için para ikinci planda. Şimdi buğday 15 lira olsa olur, 250 kilo alırsa, onun getiresi nedir, ne değildir? Çok araştırmak lazım.”
ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇ TÜRK ÇİFTİSİNİ BİTİRME MODELİDİR
Şen, bir de hükümetlerin, devletin biliyorsunuz 2025-2026 yılında bitkisel üretim destekleme modeline geçtiğini de belirterek açıklamasını şöyle sürdürdü. “ Bize ne kadar başkanlarım dese de prim destaği bu yıl, gübre mazotu desteği 2.520 lira diyor. Basın açıklamasında. Bunu alacak Keşan'da çiftçi göremeyeceksiniz. Görme şansınız yok. Çünkü kalemlerin hepsi gizli bir şekilde.
Her çiftçinin alacağı destek 630 lira. Bu açık ve net. Herkes bunu bilecek. Şimdi 630 lira alan bir çiftçi mutlu olabilir mi? Zaten 1,750 lira geçen sadece prim desteği aldı. Aldığı artı gübre mazot desteği aldı. Yani önümüzdeki süreç Türk çiftçisinin bitirme modeli. Bunun nedenlerini de göreceksiniz. 2026 yılından 2025'te hep söylüyoruz biz. 2026'ta bunların etkilerini göreceksiniz.”
ÇİFTÇİYİ PARMAKLA GÖSTERECEKSİNİZ
Zaten yaşlı bir kesimin çiftçilik yaptığını belirten Şen açıklamasına şu sözlerle devam etti. “Parmakla göstereceksiniz çiftçiyi. Onlar da yapmayacak. Zaten tarım arazilerimizin son durumu belli. Neden belli? İsrail'e doğru gidiyoruz. Filistin-İsrail modeline doğru gidiyoruz. Bu açık. Bu söylem benim değil. Söylemezler. Çünkü köylerde tarım arazileri tapu müdürlüklerine bakın. Tapu müdürlüklerinde ne kadar el değiştiriyor tarım arazileri, onları görür. Sonra onun mücadelesinin savaşını yapacağız. Ama biz yapmayacağız, bizden sonraki insanlar yapacak. Gidişatımız iyi değil arkadaşlar. Yaşlı nüfusuz, herkes 60 yaşında, görüyorsunuz tarımla uğraşıyoruz derdimiz. Ben 60 yaşındayım, ben 60'dan sonra, benden sonra kimse üretim yapmayacak. Bu açık ve net. Benden sonra kimseye üretim yok. Çünkü malı mülkü satacağız.
Az önce Necmi Başkanıma da söyledim. Bir arkadaşımız 580 dekar bir yer işliyor, çiftçiliği bırakıyor. Olduğu gibi bırakıyor. Tamamen. Tekelleşmenin üzerine gidiyoruz.
Ben her zaman söylüyorum bu şeylere geldiğim zaman, satış sezonlarına geldiğim zaman söylüyorum. Üretim çok önemli. Bu insanlar, eli nasırlı insanlara sahip çıkmak gerekiyor.”
HÜKÜMET VE BAKANLIKLAR YETERİ KADAR ÇİFTÇİYLE İLGİLENMİYOR
Şen , ama ne yazık ki hükümetin ve bağlı bulundukları bakanlıkların kendileri ile yeteri kadar ilgilenmediğini belirterek açıklamasını şu sözlerle tamamladı. “Hükümet ve balkanlıklar sadece masaların üzerinde oturarak, mesela üretici şey yapıyor, maliyet hesabı yapıyor. Onların maliyet hesabı ile bizim maliyet hesabımız hiçbir zaman tutmuyor.
Yani üretici arkadaşlar gerçekten durumu zor. Yaşlı bu nüfus, yaşlı bu insanların sahip çıkmak gerekiyor. Ama insanlara şunu da söylemek istiyorum. En büyük hedefleri para kazanmak. Onlara da hak veriyorum. Onlar da işini yapıyor. Daha bir yaşam standartı kılmak için.
Ama köylüye sahip çıkmazsak sonumuz hiç iyi değil diyorum.Teşekkür ediyorum.”