Eğitim-İş Keşan Temsilcilik Başkanı Erol Yazla, eğitim sisteminde temel sorunlara yönelik hiçbir veri araştırması ve pilot uygulama yapılmadan, tamamen ideolojik bakış açısıyla gerçekleştirilen değişikliklerin gölgesinde bir eğitim öğretim yılına başlandığını belirterek, “4+4+4 düzenlemesi; eğitim sisteminin, eğitim ve bilim çalışanlarının karşı karşıya kaldığı sorunları bugün içinden çıkılamaz hale getirmiştir” dedi.

Yazla’nın açıklaması şöyle: “2013–2014 Eğitim-Öğretim Yılı bugün ilk ders zilinin çalmasıyla başladı.

Ne yazık ki yine ülke genelinde eğitim sistemimizin temel sorunlarına yönelik hiçbir veri araştırması ve pilot uygulama yapılmadan, tamamen ideolojik bakış açısıyla gerçekleştirilen değişikliklerin gölgesinde bir eğitim öğretim yılına başlıyoruz.

4+4+4 düzenlemesi; eğitim sisteminin, eğitim ve bilim çalışanlarının karşı karşıya kaldığı sorunları bugün içinden çıkılamaz hale getirmiştir.

Okullarımızda memur ve özellikle hizmetli ihtiyacı had safhadadır. Öyle ki bazı okullarımız temizlik bakım ve onarım için eğitim bölgesindeki velileri duyurularla okullarına çağırmaktadırlar.

Özel okullara kaynak aktarma yolları arayan bakanlık, devlet okullarına üvey evlat muamelesi yapmaktadır.

Yetkililer eğitim öğretim yılı başlamadan önce okullarda yapılacak bakım onarım ve temizlik işleri için okullara yazılar gönderirken, ödeneği ve personeli olmayan okul idarecileri eksikliklerden sorumlu tutulmaktadır.

İlkokul ve ortaokul olarak ön görüsüz ve plansız dönüştürülen okullarımızda sonradan yapılan düzenlemeyle veli öğrenci öğretmenlerimiz mağdur edilmiş, bazı eğitim bölgelerimizden kaçış ve bazılarında yoğunluk artarak devam etmektedir.

Üzerinde en çok oynanan ve bir türlü çözülemeyen konu da SBS olmuştur. Bu konu hep gündemde olmuş, defalarca değişikliğe uğramıştır. Son olarak Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, SBS’nin tümden kaldırılacağını açıklamış; ancak bir sınav kaldırılırken yerine 12 sınav birden getirilmiştir. Bu sınavların nasıl yapılacağı, bölgeler arasındaki, hatta aynı ildeki okullar arasındaki dengesizliğin nasıl giderilip fırsat eşitliğinin sağlanacağı, sınavların sağlıklı olarak nasıl yapılacağı henüz netleşmemiştir.

“Her öğrencinin istediği alanda eğitim görmesi” fırsatını yaratacağı iddiasıyla 4+4+4 sistemini getiren Bakanlık, çocuklarımızı istemedikleri alanda eğitim görmeye mecbur bırakmıştır..

Ülke genelinde ortaöğretimde 69 bin 413 derslik açığı bulunmaktadır.. Eğitimde fırsat eşitliği söylemiyle; Anadolu liselerinde sınıf mevcutları 30’dan 34’e, Fen liselerinde 26’dan 30’a çıkarılmasındaki asıl amaç derslik açığını biraz daha aşağılara çekmektir... Bilimsel olarak öğrencilerin 20-25 kişilik sınıflarda ders görmesi gerekirken sınıf kontenjanlarının artması eğitimde niteliği düşürecektir.

Yeni kontenjanlara göre; Fen Liselerinde % 27.5, Anadolu Liselerinde %38.4, Anadolu Öğretmen Liselerinde % 4.7, Sosyal Bilimler Liselerinde % 10.3, Anadolu İmam-Hatip Liselerinde % 52,2,  Anadolu Teknik ve Meslek Liselerinde % 32.3 artış olmuştur.

Sınavla yerleşemeyen, düz meslek liselerini de tercih etmeyip üniversiteye gitmek isteyen bir öğrencinin lise tercihi mecburen müfredatı üniversite için daha uygun olan İmam-Hatip Liseleri olacaktır.

Ayrıca meslek liselerinde eğitim gören öğrenci oranını (% 45) Avrupa ülkeleri oranına (% 65-70) yükseltmeyi hedeflediğini açıklayan bakanlık bu düzenlemeyle meslek liselerindeki öğrenci sayısını düşürerek bir çelişki yaratmıştır.

Bölgemizde de özellikle ortaöğretimde mevcut okullara alan/dal açılması yerine, yeni bir okul kazandırdım mantığı ile plansız bir şekilde okul çeşitliliğinin arttırılması mevcut meslek liselerinin özellikle sınavsız öğrenci alan okulların kontenjanlarının çok altında öğrenci  ön kayıdı almasına neden olmuştur.

Maalesef son yıllarda eğitimde milli bir politika geliştirilememiş, her bakan kendine göre bir politika üreterek eğitim sistemi yap boz tahtasına dönüştürülmüştür.

Bakanlığın zaman zaman yaptığı resmi açıklamalarda öğretmen açığının 121 bin olduğu belirtilmesine rağmen 40 bin öğretmen alımı yapılması öğretmenlerimizin yine esnek ve kuralsız çalışmaya mahkum edileceğini göstermektedir. Atama yapılmayı bekleyen onbinlerce öğretmen varken bu kadrolar yine üç kuruş ders saati ücretleriyle, ücretli öğretmenler vasıtasıyla kapatılacaktır. 

İtibarsızlaştırma politikalarına maruz kalan ve eğitimin birikmiş sorunlarını sırtında taşıyan öğretmenlerimiz yeni eğitim öğretim yılına da mutsuz girmektedir.

Eğitim-İş olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da eğitimin ve eğitim çalışanlarının sorunlarının takipçisi ve tüm eğitim çalışanlarının yanında olacağımızın bir kez daha altını çizmek istiyoruz.

Tüm eğitim çalışanlarının ve öğrencilerimizin yeni eğitim-öğretim yılını kutluyor; yeni eğitim-öğretim yılının ülkemize ve ulusumuza güzellikler getirmesini diliyoruz.”