Mitler, insanlığın bugüne gelişinin öyküsünü anlatan, kültürel veriler içeren, hayatı belirleyen şekillendiren sınırlamalar getirirler, geleceğe aktarırlar.
Mitoloji bir aynadır. İnsanın kendisini bu aynalarda tanım(lam)asının nedeni budur. Bu mitolojilerde anlatımlarda kadın hep ikinci sınıf canlı olarak düşünülmüştür. Mitlerden beslenen dünya üzerindeki dinler ve teoloji (İlahiyat) ile çok tanrılı yaşamdan tek tanrılı yaşama kadar hep erkek egemenliği kutsanmıştır.
Tanrı düşündü, adamı yarattı. Onun için dağları, ovaları, kırları, suları, havayı yarattı ama bütün bunların arasında adama uygun bir yardımcı yoktu.
Yaradılış efsanelerine bakarsak: (Musevi mitlerinde…)
Mitoloji 1:Tanrı ilk insanı yarattığında şöyle konuştu:” İnsanın yalnız olması iyi bir şey değil” ve ona topraktan bir eş yarattı-ona benzeyen- adı LİLİTH olan kadını yarattı. Kısa bir süre sonra kadın ve erkek kavga etmeye başladı.
Kadın erkeğe şöyle seslendi: “Ben senin altında yatmak istemiyorum.”
Ve erkek karşılık verdi: “Ben senin altında değil üstünde yatmak istiyorum; çünkü sen altta olmayı hak ediyorsun. Ben üstün olmayı hak ediyorum.”
Kadın erkeğe şöyle seslendi: İkimiz de eşitiz; çünkü Tanrı ikimizi de topraktan yarattı. “Ve her ikisi de birbirlerini anlamayı reddettiler.”
Adam yaradana şöyle seslendi: “Dünya’nın Tanrısı bana verdiğin kadın benden kaçtı.”
Mitoloji 2: Tanrı adama (Adem) uygun bir eş yaratmak için umutsuzluğa kapılmadı tekrar denemede bulundu. Bu sefer Tanrı, kemik, bağ dokusu ve kasları kullanarak ve üzerini deriyle kaplayıp çeşitli yerlerine saçlar ve kıllar ekledi ve tekrar Adem’in önüne koydu. Bu görüntü Adem’i o kadar tiksindirdi ki bu ilk kadın Chawah (Havva) bütün güzelliği ile karşısında durduğunda dahi onu itici buldu.
Tanrı yine yanlış yaptığını anladı ve Chawah’ı uzaklaştırdı. Onun nerede olduğunu bugüne kadar kimse bilmemektedir.
Mitoloji 3: Tanrı tekrar kadını yaratmaya başladı, ancak yaratırken şöyle konuştu:
Kadını erkeğin başından yaratmayacağım, çünkü o zaman başını kendisi beğenir ve gururla taşır.
Onu gözlerinden yaratmayacağım, çünkü şehvetli bakışlara sahip olabilir.
Onu kulaktan yaratmayacağım, çünkü bu onu ukala yapabilir.
Onu ağzından yaratmayacağım, yoksa geveze olur.
Onu kalpten yaratmayacağım, bu da kıskançlık yaratır.
Onu elinden de yaratmayacağım, başkaların işlerine karışır.
Onu ayaklarından yaratmayacağım, sağda solda sürtebilir.
Onu elbiselerinin altında ve insanın bakışlarından uzakta olan kaburgadan yaratacağım. Çünkü kadın sessiz çekingenliğinde ve ev ortamının mahremiyetinde yerine getirdiği görevleriyle mutlu olsun diye.( V. Zingsem 2006 s:61)
(Yüzyıllardır bu düşüncede gelişen erkek canlısı kadını hor görmez mi?)
Mitoloji 3: Tanrı kadın yaratmayı tekrar denedi bu sefer daha dikkatli davrandı. Adem’e uyum sağlasın Adem beğensin diye. Adem uyurken onun yan tarafından aldığı kaburga kemiğini etle kapladı.Havva’yı yarattı. Daha sonra onu süsledi, saçlarını ördü. Ademin önüne koydu. Adem hayran olmuştu. ( V. zingsem 2006 s:36)
Ve Adem dedi ki: “Şimdi bu benim kemiğimden yapıldı. Buna kadın denilecek. Bunun için insan anasını babasını bırakacak ve karısı olan kadına yapışacak ve bir beden olacaklar.” (Tekvin2 s:1-25)
İslam’da da kadının yaratılması şöyle anlatılmaktadır. Meşhur tefsirlerde bu ayet açıklanırken şöyle denilir: Cenab-ı Hak, Havva'yı Hz. Âdem'in sol kaburga kemiğinden yarattı. O sırada Hz. Âdem'i hafif bir uyku tuttu. Bir müddet sonra uyandığında Hz. Havva'yı gördü. İlk anda şaşırdı, sonra çok sevindi. Kalbi hemen ona ısındı ve aralarında bir ünsiyet ve ülfet meydana geldi. (Nisa suresi, 1. ayet)
Bütün bunları bir araya getirdiğimizde açıkça görülmektedir ki kadının yaradılışı(zor ve meşakkatli olmuştur) bir çok küçük parçadan ve mitten oluşan büyük bir mitostur. Ve kutsal kitaplarda paylaşılmıştır. Bu yazımlar ve paylaşımlar dünya üzerinde dinleri ve kitapları oluşturmuştur. Yüzyılların getirmiş olduğu baskı, cins ayrımcı ve hor görülme kadını devamlı ikinci sınıf bir canlı ve erkeğe yardımcı hizmetçi gibi görmüştür. Siyasi iktidarlar ve erkek egemenliğinin çıkarı olduğundan, dinler ve din adamları sayesinde anlatıla anlatıla kadın tamamen erkeğin egemenliğine bırakılmıştır.
Bütün bunları yenmek gerçekten zor olsa da kadınların eğitimi ve mücadelesi bu bağnaz düşünceleri dünya üzerinden silecektir. İnsan olarak artık, tüm kadınların ezilme ve sömürüsüne karşı hayatın her alanındaki mücadelesini desteklemek birlikte hareket etmek gerekir.
Halen kadınların düşük ücretle, güvencesiz olarak çalıştırıldığı, hor görüldüğü, dövüldüğü, öldürüldüğü bir sömürü sisteminde yaşıyoruz. Yetersiz yasal düzenlemeler; kız çocuklarının okutulmamasına, töre cinayetlerinin devam etmesine, iş yaşamında kadın istihdamının engellenmesine olanak sağlayan düşünce ve önyargıların önüne geçememektedir.
Cinsiyetler arasında ezme-ezilme ilişkisinin olmadığı, şiddetsiz ve sömürüsüz bir Dünya ve ülke için mücadele edenleri, Kadınların Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadelesi günü 8 Mart’ı selamlıyoruz.
"8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü" kutlu olsun
Ferhat Gündoğdu (3 Mart 2021)
Yenimuhacir Beldesi
Mitoloji: Mitleri konu alan doğuşlarını araştıran anlamlarını inceleyen yorumlayan bilim.
Mit: Kuşaktan kuşağa yayılan zamanla biçim değiştiren tanrıları, evrenin doğuşunu, yaradılışı v.b gibi anlatımlar.
KAYNAK:
1-Mitoloji ve İkonografi-Bedrettin Cömert
2-Sanatın Mitolojisi----İsmail Gezgin
3-Kadınlar Günü- İnternet siteleri