Mehmet Aytaç

Önseçime girseler, değil ilk ikiyi, sonu bile göremeyecek ama lütufla milletvekili seçilen şahıslar, Keşan’da üyelerinin ve delegelerinin karşısına çıkarak, tehdit ve hakaretlerle dolu utanmazca konuşmalarıyla vizyonlarını ortaya koydular. 

CHP’nin Edirne milletvekilleri Ediz Ün ile A. Baran Yazgan mistırları, kongre olmasa belki Keşan’a gelmeyi akıl bile etmeyeceklerdi. 14 Mayıs’taki Genel Seçimler’in üzerinden 100 gün geçmesine rağmen bir kez olsun partilileriyle bir araya gelememiş söz konusu arkadaşlar, geçtiğimiz cumartesi günü düzenlenen CHP İlçe Kongresi’ne lütfenden teşrif ettiler. Kongreyi ve konuşmaları izledik. Hiç umudum yoktu ama belki dedim nezaketen de olsa hazır üyelerin karşısına çıkmışken, “Ya biz topluma bunca umut verdik. İktidar olacaktık. Ama olmadı yapamadık, başarmadık, özür dileriz” falan derler diye bekledim. Ama nerde? Üyeleri tehdit etmek, küçük görmek varken, ne özrü? 

Neymiş bazıları “Bir oy Kemal’a, bir oy Meral’e” diye çalışma yapmış… 

Bazıları da İYİ Parti adaylarıyla fotoğraf çekilmiş… Eeee? 

Peki bu yüzden mi Edirne’de oylarınız düştü? Bu yüzden mi milletvekilliği seçimlerinde hezimet yaşandı? Bu yüzden mi “tükendi” denilen Recep Tayyip Erdoğan yine Cumhurbaşkanı seçildi? 

Bir oy Kemal’e, bir oy Meral’e diyenler, bu oyları kime istedi? AK Parti’ye mi, MHP’ye mi, HÜDAPAR’a mı? Bu oylar, Millet İttifakı’na istenmedi mi? Millet İttifakı’nın en büyük ortakları CHP ve İYİ Parti değil miydi? İhanet bunun neresinde? 

Öte yandan CHP, 2018’de İYİ Parti’nin güçlenip seçimlere katılması için 15 milletvekilini İYİ Parti’ye göndermedi mi?  Hatta bunlardan biri de Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu değil miydi? 2019 yerel seçimlerine yine İYİ Parti için CHP kaç şehirde belediye başkanı adayı göstermedi? Kaç İYİ Parti adayını destekleme kararı aldı? İpsala da bunlardan biri değil miydi? Belediye meclislerine kaç İYİ Parti’li adayın girmesi için mücadele etti? 

Bunların hepsi strateji, ama Bir oy Kemal’e, bir oy Meral’e demek ihanet, öyle mi? 

Bu söylem üzerine Keşan kongresinde Ediz Ün, yeni seçilen yönetime seslenerek “kimse bunlar, getirin gereğini yapalım” diyor. 

A. Baran Yazgan da devam ediyor; “bu süreçte Cumhuriyet Halk Partisi kimliğine yakışmayacak olumsuz davranışlara muhatap kaldık” diye konuşuyor. 

Yani hep suçlama, hep yargı, kibir, küçük düşürme, yaftalama ve saptırma çabaları… 

Efendiler; sizler önce her ne şekilde olursa olsun Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili adayı olma erdeminin ne olduğunu bir öğrenin. Mustafa Kemal Atatürk’ün, halk ile nasıl iç içe nasıl omuz omuza dünyayı dize getirdiğini, milletle birlikte çağın ötesinde nasıl bir kalkınma hareketini başardığını bir okuyun. Siz hiç Mustafa Kemal Atatürk’ün, İsmet İnönü’nün, Bülent Ecevit’in üyelerine, halka, vatandaşlara, bu şekilde konuştuğunu duydunuz mu? Tarihinde bundan önce üyelerini, yetersiz, niteliksiz diye aşağılayan bir genel başkanı oldu mu CHP’nin? 

Siz seçimlerde kılınızı kıpırdatmayacaksınız, nasıl olsa ilk ikideyim deyip, Keşan’da seçim çalışması yapma tenezzülünde dahi bulunmayacaksınız, bir kez olsun partiye gelip üyelerin karşısına çıkmayacaksınız, tüm bunlara rağmen Keşan’dan Cumhuriyet Halk Partisi’ne yüzde 46, Kemal Kılıçdaroğlu’na yüzde 65 oy çıkacak ve siz gelip Keşan’da bunları konuşacaksınız. 

Sizin derdiniz seçim kazanmak falan değil… Seçildiğinizden beri kaç kez Meclis genel kuruluna katıldığınızdan da bu çok belli oluyor. 

Siz istiyorsunuz ki üye sorgulamasın, üye seçmesin, üye konuşmasın, üye karşı çıkmasın… 

Siz istiyorsunuz ki üyenin önüne ne konursa onu yesin...

Siz istiyorsunuz ki üye size biat etsin… 

20 yıldır CHP’de gün yüzü görmemiş, her seçimde mağlubiyetin acısını yaşayan, gün içinde her türlü olumsuz hayat koşullarına rağmen her fırsatta partisi için koşan, hiç vazgeçmeyen üyeler… 

20 yıldır AK Parti’ye biat etmemişler de size mi biat edecekler? 

Belli ki sizi çok incitmişler, Ediz bey ve A. Baran bey… 

Ama alışacaksınız… Öğreneceksiniz… Ya da işinize gelmiyorsa siz bilirsiniz… 

Benim tek anladığım, CHP’de üyelerden önce, yönetenlerin aklını başına alması gerektiği… Bu sözüm ilçe yöneticisinden, genel merkezin tepesine kadar tüm yöneticiler için geçerli. Üyenin aklı başında, üye ne yaptığını çok iyi biliyor. 

Vatandaşa sırt çevirerek kaybedilen yılların ardından, üyelere de sırt çevirmeye devam ederseniz, muhtemeldir ki partiyi de kaybedeceksiniz. 

Bu şekilde devam ederseniz, gün gelir CHP, kendi içine kapanık, sönük, yitik bir şekilde, sıradan bir dernekten farksız bir yapıya dönüşür. 

Son sözüm de, milletvekillerine güvenerek, belediye seçimlerinde sıralamaya girme planı yapmaya çalışanlara olsun… 

Sakın. Bu hatayı yapmayın. Belediye başkanı ve meclis üyesi adayı olacaksınız diye… 

Üyesine bu kadar düşman insanlara şirin görünmeye çalışmayın… 

İşbirlikçi olmayın, kendiniz olun, dik durun. Sizi halk taşısın bir yerlere… 

Milletin yanında olun, sokakta, kahvede, cenazede, evde, minibüste, parkta, bahçede olun. 

Birkaç parti ekâbirinin yanında değil… 

Yoksa 2019’u bile mumla ararsınız…