SONGÜL KONAR

Sarıkeçe, saat 15.00 sırlarında başlayan basın toplantısında ülke ve yerel konulara dair açıklamalarda bulunarak AK Parti kongrelerini eleştirdi.

Esnaf olduğunu hatırlatan Sarıkeçe ekonomik olarak zor durumda olduklarını vurgulayarak 1 Nisan itibariyle işletmesini açacağını söyledi. AK Parti kongresinden sonra mantığının ülkede bir sıkıntı olmadığını söyleyen Zafer Sarıkeçe yardım adı alıntında verilen kredilerin ödeme zamanı geldiğini kaydetti.

Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nu da eleştiren Sarıkeçe, müzisyen ve hamallara verilecek yardımların Sayıştay bahanesiyle hale ödenmediğini belirtti.

CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Nermin Arhatır tarafından ev taşıma maksadıyla bir ağacın kesilmesinden dolayı eleştiride bulanan Helvacıoğlu’na cevap veren Sarıkeçe, Sazlıdere’de binlerce ağaç katledildiğini vurguladı.

“MUHALEFET OLARAK BİZE YÜKLENİYORLAR” 

Sözlerine bazı işletmelerin 12 aydır olduklarını belirterek başlayan Sarıkeçe: “Biz bunları söylemeye bıktık ama konuyla alakalı ilgili makamlarda çözüm için en ufak bir fikir yok. Sadece gelip fırça çekiyorlar, ceza yazıyorlar. Çözüm adına bize sunabilecekleri krediler oluyor. Onlarında ödeme günleri gelmeye başladı. İnsanların dükkânları kapalı nasıl ödeyecekleler diye bir düşünceleri yok. Muhalefet olarak bize yükleniyorlar. Saygı duyuyorum ama bizim elimizden gelenin ne kadar olabileceğini düşünerek yorum yapmalarını rica ediyorum. Millet ittifakı olarak vatandaşlara verilecek yardımları gündeme getiren bizleriz ama Sayıştay diye bir cümlenin arkasına sığınıp aylarca dağıtılmıyorsa burada bizlerin görevini yapmıyor denmesine katılmıyoruz. Yapıcı eleştirilere varım ama bu konuyla ilgili eleştirilecek makamın bizler olmadığını düşünüyorum. Kendilerini youtube sayfalarına koyup da heyecanlı bir şekilde 5 milyon TL dağıttık diye söyleyen belediye başkanından başlayarak oda başkanları ile konuşup neden paraların verilmediğini, neden hala Sayıştay safsatasıyla uğraşıldığını sormaları en uygunu” dedi.

“BEN ESNAF ZAFER SARKEÇE OLARAK 1 NİSAN İTİBARİYLE İŞLETMEMİ AÇIYORUM” 

Kendisinin de esnaf olduğunu vurgulayan Sarıkeçe, işletmesini 1 Nisan itibariyle açacağını vurgulayarak: “Artık öyle bir noktaya geldi ki ailemizi geçindirmek, kiralarımızı ödemek için ya çalacağız, ya gasp edeceğiz. Ben 45 senedir çalmamışım, gasp etmemişim bu saatten sonra bunu yapmaya niyetim yok ama çözüm diye galenler sorun çıkarmaktan öte gitmiyor. Bırakın derdime derman olmayı ceza kesmekten öte bir çözüm göremiyorum. Sadece kendi adıma değil genel konuşuyorum. Keşan’da bir takım yerler, işletmeler, arkadaşlar ellerine yasal evrakı geçirerek yaşamlarını çok güzel devam ettirebiliyor. Özellikle yeme içme sektöründe herkes kendi canının derdine düşmüş. Bu sözlerim İYİ Parti camiasını bağlamaz. Ben esnaf Zafer Sarkeçe olarak 1 Nisan itibariyle işletmemi açıyorum. Açmak zorundayım. Yoksa çok daha büyük felaketlere sürükleneceğim. Öyle bir noktaya geldik ki bunu ben söylüyorsam benim gibi yüzlerce, binlerce eşin dostun düşünemiyorum ne halde olduğunu. Bunu makamı işgal ederek söylediğim için özür dilerim ama benim esnaf tarafım da var. Bizler ağaç kavuğundan çıkmadık. Sonuçta çoluk çocuk bakıyoruz. Bir yerlere yaslanmadan, bir yerlerden nemalanmadan, onuruyla, namusuyla yaşamaya çalışan insanlarız. Durumun nerelere geldiğini etkili ve yetkili kişiler görür diye umuyorum. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Kimseyi de karşıma almak niyetinde değilim ama dediğim gibi ya çalacağım ya gasp edeceğim. Aileme bakmak zorundayım” şeklinde konuştu

“BU ÜLKEDE BİR SIKINTI OLSAYDI ÖYLE BİR REZİLLİĞİN ALTINA İMZA ATILMAZDI” 

Geçtiğimiz gün gerçekleştirilen, AK Parti 7. olağan kongresini eleştiren Sarıkeçe sözlerine şöyle devam etti: “AK Parti kongresini gördükten sonra mantığım ülkede koronavirüsün olmadığını söylüyor. Gerçekten bu ülkede bir sıkıntı olsaydı öyle bir rezilliğin altına imza atılmazdı. Tabi ki cevapları hazırdır. Üç gün sonra çıkarlar ev hanımlarını suçlarlar. İşletmelerin açık olduğu zaman ki vaka sayılarıyla kapandıktan sonra ki artan vaka sayıları inanılmaz farklı. Şu an biz kapalı olmamıza rağmen Türkiye’deki vaka sayısı yaklaşık 30 bin civarında. Bizler açıkken bu rakamların yanına bile gelmiyorduk. Çünkü bizim işletmemize gelen arkadaşların ateşi ölçülüyordu. İlk dönemler biz aileleri ile şeffaf bir plastik ile bölerek yan yana dahi oturtmadık. Daha sonra şartlar esnetildi, aileler bir masada oturabilir denildi. Bizler de bu uygulamaları biraz esnettik. Bu işletmeler açık olsaydı biz buna HES kodunu da dahil ederek oraya gelen bütün müşterilerin güven ve huzur içinde sağlıklarına hiçbir engel olmadan bizler de bir parça ekmek yiyerek kendimizi bu rezilliğin içine düşürmezdik. Çok özür dilerim rezillik diyorum ama bize destek adı altında verdiğiniz tek destek krediler. Bu gün ödediğimiz kredilerin adı yardım.”

“BU İNSANLAR ÖMÜRDE BİR KERE SİZE MUHTAÇ OLDU, SİZ BUNU BİLE YÜZÜNÜZE GÖZÜNÜZE BULAŞTIRDINIZ”

200 yılda olacak bir olayları yaşadığımızı söyleyen Sarıkeçe: “30 sene devletine vergi ödeyen, sigorta ödeyen bu insanlar ömürde bir kere size muhtaç oldu, siz bunu bile yüzünüze gözünüze bulaştırdınız. Gelin bize fırça çekin, birkaç tane ceza yazın ama belli başlı mekanlara uğramak aklınıza bile gelmesin. Kanuni adı altında sihirli bir evrak var. Bu evrakı alan işini yapsın ama diğerleri ölsün. Tebrik ediyorum size de bu yakışırdı zaten. Kongrelerde maşallah ne bir hastalık belirtisi var, ne bir hastalık izi var. Omuz omuzasınız ne mutlu. Keşke o omuz omuza birlikteliğe Türkiye’yi de katabilseydiniz. Bugünün yarınları da var. İnşallah bu insanlar bunları okuyordur. Günü geldiği zaman okutmasını da bilir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“KEŞKE BİR AĞAÇ KADAR KEŞAN’DAKİ O İNSANLARI O ESNAFI DA DÜŞÜNEBİLSE”

Başkan Helvacıoğlu’nun Keşan’daki esnafı ve vatandaşı düşünmesi gerektiğini önemle vurgulayan İYİ Parti Keşan İlçe Başkanı Zafer Sarıkeçe, sözlerini şöyle sonlandırdı: “15 gün kapanalım dedik. Tahmin ediyorum zor bir zaman. Bırakın 15 günü 2 gün kapanmaya razı değiliz diyen esnafımız var ama 12 ay kapalı kalan esnafı düşünerek 15 gün sıkamaz mıydık? 15 gün sonra bütün memleket düzelecekti. Ev hanımlarımız sanki başka memleketlerde yaşıyorlardı da geldiler son bir ayda burada vaka sayılarını arttırdılar. O kadar saçma sapan komik olaylara dayandırılarak cevaplar hazırlanıyor. Kapalı esnaf adına konuşuyorum. Biz de demek ki hakkımızı tam anlamıyla aramasını bilmiyoruz. Bu ülkede sessiz kalırsan vur abalıya. Bu insanların sıkıntı olduğunda gözüne sokmadan, bakın biz bunu yapıyoruz demeden bir şeyler yapalım zihniyeti kalmamış. Bazı vatandaşlarımız çıkıyor bizim üzerimizden siyasilere yürümeyin diyorlar ama çok fazla tesiri olmasa da biz bunları görev ediniyoruz. Sayın başkanın canlı yayında bir tane ağaca feveran ettiğini görüyorum. Keşke bir ağaç kadar Keşan’daki o insanları o esnafı da düşünebilse. Sazlıdere’de gitsin görsün kaç bin tane ağacın canına kıymışlar. Ondan sonra o bir tane ağaç için ettiği feverana ben de onunla beraber üzüleceğim. Danışmanları güzel çalışıyor. İnsanlar şimdi ona soracaktır İstanbul Sözleşmesi ne oldu, lebalep kongreleriniz durumu nedir, Keşan’ın yüzme havuzuna dönen yolları gibi sorularla sıkmasınlar diye günü kolay geçiştirmişler. Ağaç Nermin Arhatır hanıma ait olmasaydı dile getirilir miydi böyle bir cümle? Kendisini tebrik ediyorum. Çok büyük bir doğasever. İnşallah aynı ilgi alakayı insanlarımız için gösterir. Köy garajının orada yıktığı dükkânları, sokakta bıraktığı insanların bu gün ne iş yaptıklarını biliyor mu, aklına getiriyor mu o dükkân sahiplerini? Düşünüyor mu, bu kış kıyamette bu insanların durumu ne olacak? Böyle konulara da değinmesini kendisinden rica ediyorum. Çukur kapanır. Ağaç yerine gelemez. Güzel cümle ama Cumhurbaşkanı da 4 tane ağaç için demişti. Bu tezatlığa dikkat çekmek istiyorum. Bir gün doğasever olup bir gün asfalt sever olmasınlar.”