Özetle, Bakan Müezzinoğlu, projenin planı ve parasının hazır olduğunu, ancak Keşan Belediyesi engel olduğu için inşaata başlanamadığını iddia etmiş; Belediye Başkanı Opr. Dr. Mehmet Özcan ise, Müezzinoğlu'nun doğru söylemediğini, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hazırlanmakta olan planlar arsaya oturtulamadığı için Belediyeye iletilen bir tadilat talebi bulunmadığını açıklamıştı.
Ve Özcan, yeni Devlet Hastanesi'nin, sözkonusu alana yapılmasına karşı olduğunu, buna rağmen, “engel olmuş olmamak için” meclise getireceğini de sözlerine eklemişti.
Özcan'ın açıklaması basında yer alır almaz, İl Sağlık Müdürlüğü'nün plan tadilatı istemi apar topar Keşan Belediyesi'ne ulaştırıldı ve Mehmet Özcan da, daha önce söz verdiği gibi, bu ay tatilde olan Meclisi, bu konuyu görüşmek üzere olağanüstü toplantıya çağırdı.
Yazılarımı okuyanların hatırlayacağı gibi, 7 Ocak 2013 tarihinde Medya Keşan'da yayımlanan “Sağlık için yol yakınken…” başlıklı makalemde, yeni Devlet Hastanesi için belirlenen (“seçilen” diyemiyorum, çünkü diğer alternatifler neredeyse hiç değerlendirilmedi, öneriler dikkate alınmadı) yerin “yanlış” olduğunu, gerekçelerimle birlikte ifade etmiş ve alternatif iki yer (Destek Kıtaları'nın bulunduğu alan ile Karayolları Asfalt Şantiyesi'nin bulunduğu alan) önermiştim.
Belediye Başkanı Mehmet Özcan da belirlenen yerin yanlış olduğunu ifade ediyor. Geçtiğimiz günlerde işadamı Saadettin Tarhan da aynı yönde görüş belirtti. Bu konuda bugüne kadar çeşitli platformlarda görüş bildirenlerin çoğu da, alternatif yer konusunda değişik fikirler söyledilerse de, belirlenmiş olan yerin yanlış olduğu konusunda hemfikir.
Peki buna rağmen sürdürülen ısrar karşısında Keşan Belediye Meclisi ne yapmalı?
Sonuçları, Keşan'ın geleceği için sakınca doğuracağı açık olan bir “yatırım”ı engellememek uğruna, önlerine gelecek plan tadilatını onaylamalı mı; yoksa, başta Belediye Başkanı olmak üzere geniş bir halk kitlesinin kaygılarına tercüman olup, red mi etmeli?
Belediye Meclisi'ndeki CHP, AKP ve MHP gruplarının bu konudaki yaklaşım ve kararlarını 15 Temmuz'da göreceğiz.
Şahsen, halen Keşan Belediye Meclisi'nde görevim devam etmekte olsa idi, parti grubumda da, mecliste de, bu yanlışın önlenmesi için Belediye Meclisi'nin elinden geleni yapması yönünde hareket ederdim.
Yukarıda bahsettiğim 7 Ocak 2013 tarihli yazımda da belirttiğim gibi, mevcut Devlet Hastanesi'nin ek binası açılalı daha 10 yıl olmadı. AKP Hükümeti tarafından yapıldı, Başbakan Erdoğan tarafından hizmete açıldı.
Şimdi yenisi yapılacak idiyse, o zaman bu yatırım neden yapıldı?
Bu, AKP Hükümeti'nin ve özelinde Sağlık Bakanlığı'nın, 10 yılı bile planlayamadığını ortaya koymakta iken, yapılacak ve yanlış olduğu açıkça ortada olan (hatta, kendi planlarını bile, belirledikleri arsaya oturtmakta sıkıntı yaşadıkları) bir yatırımın Keşan'a 10 yıl içinde ne sorunlar getireceğini de öngörmediğini ve bunu çok da umursamadığını göstermektedir.
Kaldı ki, son yıllarda yapılan yatırımlarla (ki bunların çoğu da Hükümet kaynaklarıyla değil, hayırseverlerin katkılarıyla yapılmıştır) Keşan Devlet Hastanesi'nde teknik ve teknolojik olarak gerçekleştiği reddedilemeyecek gelişme ve iyileştirmelere rağmen, uzman doktor açığı bir türlü giderilememektedir. En son teknolojiyle 1000 yataklı hastane yapsanız, uzman personelle dolduramadıktan sonra ne anlamı olacaktır?
Sözün özü, yeni Devlet Hastanesi için belirlenen yer yanlıştır. Bu konuda, AKP'nin Keşan'da yaşayan temsilcilerinin de, “Partim böyle karar verdiğine göre bu doğrudur, biz bunda ısrarlıyız. Yanlış bile olsa yatırım yatırımdır” demek yerine, Keşan'ın geleceği için, Belediyeyle işbirliği ve ortak akılla hareket etmesi beklenir.
Bu yanlışı öngören bir Keşanlı olarak, Keşan Belediye Meclisi'ndeki tüm grup ve üyelerden beklentim, 15 Temmuz'da, oylarını halkın yararına “red” olarak kullanmaları ve bunun gerekçelerini de halka iyi anlatmalarıdır.
Aksi takdirde, Keşan Belediye Meclisi, bu vebale ortak olacaktır.
Top, Keşan Belediye Meclisi'nde!...
(Medya Keşan, 12 Temmuz 2013)
