Klinik Psikolog Müveddet Bezbaş

Liselere Giriş Sistemi (LGS) nedir?

LGS, 8. sınıf öğrencilerinin, merkezi sınavla öğrenci alan liselere geçiş yapabilmek için mutlaka girmeleri gereken bir sıralama sınavıdır. LGS, Sözel ve Sayısal bölüm olmak üzere 2 oturumdan oluşmaktadır. Bu sene LGS’ de öğrenciler sadece 8. sınıf 1. Dönem konularından sorumlu olacaklardır.

1. Oturumda Sözel bölüm dersleri bulunmaktadır. 1. Oturumda Türkçe (20 Soru), T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük (10 Soru), Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (10 Soru), Yabancı Dil (10 Soru) derslerinden toplam 50 soru sorulmakta ve 75 dakikadan oluşmaktadır. 2. Oturumda ise Sayısal Bölüm dersleri bulunmaktadır. 2. Oturumda Matematik (20 Soru), Fen Bilimleri (20 Soru) derslerinden toplam 40 soru sorulmakta ve 80 dakikadan oluşmaktadır. İki oturum arasında 45 dakika ara verilmektedir. 

Sınav başvuruları 3-13 Nisan 2023 tarihleri arasında bakanlık tarafından yapılacak olup, okul müdürlükleri başvuruların kontrolünü sağlayacaktır (Deprem bölgesindeki 10 ilde kayıtlı öğrenciler, isteğe bağlı olarak farklı il ve ilçelerde sınava girebileceklerdir). LGS 4 Haziran 2023 Pazar günü gerçekleşecek olup, sonuçlar 26 Haziran 2023 tarihinde www.meb.gov.tr üzerinden açıklanacaktır.

Sınav sonrasında öğrencilerimizin dikkat etmesi gereken bir diğer konu ise Yerleştirme türleridir. Yerleştirme: Adrese Dayalı Yerleştirme ve Merkezi Sınavla Yerleştirme olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilmektedir. Adrese Dayalı Yerleştirmede; İkametgâh adresine göre kayıt alanı, Ortaokul Başarı Puanı (OBP) ve Özürsüz yapılan devamsızlık sayısı etkili iken; Merkezi Sınavla Yerleştirmede LGS’ den alınan sonuca göre puan üstünlüğü baz alınarak (yüzdelik dilimler önemli) öğrencinin tercihlerine göre yerleştirme yapılmaktadır. Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Proje Uygulayan Anadolu Liseleri, Proje Uygulayan Anadolu İmam Hatip Liseleri, Proje Uygulayan Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri Merkezi Sınavla öğrenci almaktadır.

LGS sürecinde öğrenciler ve ebeveynler nelere dikkat etmelidirler?

Bu süreçte öğrencilerin en önemli motivasyon kaynaklarından biri kendilerine hedef koymaktır. İyi bir çalışma planı ve programının sürekliliği için öğrencilerimizin kendilerine ölçülebilir, gerçekçi, uygun, kısa ve uzun hedefler belirlemeleri oldukça önemlidir çünkü “Rotasız gemiye hiçbir rüzgâr yardım etmez.” 

Hedef belirleme konusunda siz anne ve babaların çocuğun hayallerini yargılamadan dinlemesi, gerçekçi hedefler konusunda desteklemesi çocuğun hedeflerine ulaşmak konusunda daha istekli çalışmasını sağlamaktadır.

Çocuğunun sınava dair inancı sınav başarısını oldukça etkilemektedir. Bu inancın olumlu yönde gelişmesinde yine anne ve baba olarak sizlerin tutumları önemlidir. Bazen söylediğimiz bir cümle hatta bir kelime çocuğun kendine olan inancını zedeleyebilmektedir. Örneğin; “Çalışmadı, o yüzden başaramadı” cümlesi, “Çalıştı ama buna rağmen başaramadı” cümlesinden daha az zedeleyicidir. Dolayısıyla bir öğrencinin zekâ seviyesinden çok başarabileceğine olan inancı başarılı olma konusunda daha etkilidir.

Çocuğunuzun olumlu davranışlarını, çabalarını taktir etmelisiniz. Olumlu özelliklerinin çevresi tarafından fark edildiğini ve onaylandığını hisseden çocuk kendini daha güçlü hissedecektir. 

Çocuğunuzun sınav sonuçlarını arkadaşıyla, komşunuzla değil, bir önceki sınav sonucu ile, başarısı ile kıyaslayın. Sınav sonuçlarını incelerken “Kaç yanlış yaptın?” diye değil, “Bir önceki sınava göre sonucun sence nasıldı?” şeklinde cümleler kurabilirsiniz. Ders çalışmadığı zamanlarda suçlayıcı ifadeler değil, ders çalıştığı zamanlarda onu takdir ederek kendi kendine çalışma davranışını artırabilirsiniz.

Çocuğunuz ile gelecek planlarına dair onu anladığınızı ve desteklediğinizi hissettirecek şekilde sohbet edebilirsiniz. Bu süreçte şimdiye kadar neler yaptığını, bundan sonra neler yapmak istediğini, kendisini nerelerde görmek istediğini, ne iş yapmak istediğini sorabilir; kendi hayat deneyimlerinizden örnekler verebilirsiniz. Unutulmamalıdır ki çocuğunuz sizin yaşlarınızı henüz görmedi ama siz onun yaşlarını yaşadınız, neler hissedebileceği konusunda onunla empati yapabilirsiniz.

Sınavlarını, başarılarını takip ederek birlikte dosya hazırlayabilir, ulaşılan hedefleri konusunda onu takdir edebilirsiniz. Öğrencinin bu süreçte planlı ve programlı çalışması onu başarıya götürecek en önemli çalışmalardan biridir. Çocuğunuz ile onun isteklerini de baz alarak bir program hazırlayabilirsiniz. Bu sayede kendi hazırladığı programa uyması daha kolay olacaktır. Programda mutlaka ödevlerinden sonra günlük tekrar ve soru çözümleri olmalıdır. Günlük tekrar kısmında her güne bir sayısal bir sözel ders konulabilir. Soru sayısı konusunda ise kesin bir sınır yoktur. Çünkü bu durum öğrenciden öğrenciye, dersten derse hatta dersin konusuna göre değişmektedir. Burada amaç; çok soru çözmek değil, öğrenmeyi sağlayacak kadar soru çözmektir. Sonrasında ise önemli olan çözülen sorulardaki yanlış yapılan ve boş bırakılan soruların cevaplarını araştırmaktır. Geçmiş sınavlarda da gördüğümüz üzere yeni nesil soru anlayışı; anlama, anladığını yorumlama, analiz edebilme, yorumlamaya ve gerçek yaşamla bağlantı kurabilme üzerinedir. Bu sebeple oluşturulan programa kitap okuma saati de eklenmelidir. Hatta bu saat aralığında tüm aile üyeleri kitaplarını okumalıdır. 

Eğer çocuğunuzun ilgilendiği spor, sanat vb. dalı var ise, sınav senesi olduğu için bunu bıraktırmaya değil aksine çalışma programı, okulu ve devam ettiği kurs ile ortak bir program şeklinde ilerlemeniz daha iyi olacaktır. Her ne kadar sene sonunda bir sınava girecekseler de onların ergenlik döneminde olan birer çocuk oldukları gerçeği göz ardı edilmemelidir. Bu dönem aynı zamanda çeşitli ilgi alanlarını belirledikleri ve yetenekleri doğrultusunda bu alanı geliştirebilecekleri bir dönem. Öte yandan bir yıl boyunca sadece tek bir sınava çalışmak, sınav dışında her şeyi rafa kaldırmak çok da gerçekçi bir durum değildir. Çocuğun düşünme becerilerini farklı alanlarda kullanabilmesi, fiziksel hareketine devam edebilmesi, kendini rahatlatabileceği alanların olması, benzer durumdaki akranlarıyla deneyimlerini paylaşabileceği sohbet ortamlarının olması, onun çalışma motivasyonunu arttıracaktır.

Bu dönemde, ergenlik döneminin ortaya çıkardığı çalkantılı durumlar, anne baba olarak zorlanmanıza, nasıl davranacağını konusunda kararsız kalmanıza sebep olabilir. Bu durumda yapılacak şey ise çocuğunuzun sadece anne ve babası olarak kalmak konusunda tutarlı olmanız ve onu yargılamadan, eleştirmeden dinleyerek açık bir iletişim kurabilmektir. Düzeni sağlamak için, bir uzman desteği almanız da süreci sağlıklı yürütmek için iyi olacaktır.

Çocuklarınızı en iyi tanıyan kişiler sizlersiniz ve onların en çok sizin rehberliğinize ihtiyacı var. Anne ve baba olarak amacınız çocuğunuza iyi bir eğitim aldırmak olduğu kadar, ona mutlu olmayı ve içinde bulunduğu şartlardan keyif almayı öğretmek ve üretken bireyler olmaları konusunda destekleyici olmak olduğunu göz ardı etmemelisiniz. 

Güzel günler dileğiyle