ENEZ MEKTUBU - Ulaş DEMİRAY

Galiba 2011 yılı sonlarıydı. Alanya’dan sevgili Filiz Kaptan beni aradı. Seferihisar’da oturan bir arkadaşından işittiği CİTTASLOW diye bir şehircilik uygulamasından söz etti. Bu uygulamanın Enez için güzel bir örnek olabileceğini söyledi. İlk defa duyuyordum. Hemen ilgilendim. Beni çok etkiledi. Seferihisar’daki dostlarımla da görüşerek onların memnuniyetini de öğrenince bu CITTASLOW olayını dilime taktım. İlk fırsatta da (07.09.2012) de bir Seferihisar –Kuşadası Gezisi düzenleyerek olayı yerinde görme fırsatını yarattım.

***

45 kişinin katıldığı bu gezide Seferihisar’da o zamanki Belediye Başkanı Sn. TUNÇ SOYER’in ilgisi ile bize CITTASLOW (Sakin Kent) konusunda video gösterimli bir sunum da yapıldı. Salyangoz amblemli armağanlar, broşürler verildi. Görmemiz gereken yerler gezdirildi. Ama ne var ki dönüşte bu konuyu ne yazık ki Enez’de yine gündeme getiremedik. Halbuki o zamanlar bunu gerçekleştirebilecek koşullar çok daha uygundu ve tüm Türkiye’de SAKİN ŞEHİR ünvanını kazanan belde sayısı sadece üçtü…

***

Sevgili İsmet Esengin’in Derneğimize katılmasından sonra yaptığı bir konuşmada İLK DEFA benden başka bir kişinin bu konuyu Enez için ısrarla önermesi ile yeniden umutlandım.. ESENGİN ile birlikte o günden beri tekrar gündeme getirme çabalarımız ise seçimler ve pandemi gibi öne çıkan sorunlar nedeniyle ertelenmek zorunda kaldı. Buna rağmen 2019 yerel seçimler öncesi Derneğimizin hazırlayıp kamuoyuna ve tüm Başkan adaylarına sunduğumuz manifestoda bu önerimizi yineledik. Ama ne yazık ki hiçbir başkan adayı CITTASLOW önerimizi seçim bildirgelerine almadı.

***

“SAKİN ŞEHİR” konusu bir fantezi değildir. Kapitalist düzenin büyük bir hızla tüm gelenekleri,  kültürleri, insanları önüne katıp sürüklediği bu dönemde SAKİN ŞEHİR bu anlayışa karşı oluşmuştur. Sakin Şehir kriterleri, şehir olmanın, şehirli olmanın, sürdürülebilir mutlu bir yaşamın, geleneklerimize, lezzetlerimize sahip çıkmanın, kent kültürünü oluşturmanın, herkese iş ve aş sağlamanın savrulmadan da mümkün olduğunu gösteren bir çıkış yoludur. Özetle gelenek ve kültürümüzü kaybetmeden, hatta daha belirgin şekilde sahiplenerek, çağın gerçeklerini, güzelliklerini de yadsımadan MUTLU, SAKİN, SAĞLIKLI yaşayabilmenin adıdır “SAKİN ŞEHİR”... Çocuklarımıza, torunlarımıza verebileceğimiz, bırakabileceğimiz en güzel armağandır.

***

Dün ilk defa, Enez’de tüm siyasi hesaplardan, kaygılardan uzak olarak “SAKİN ŞEHİR” i konuştuk. Sadece bu günümüze değil geleceğimize de bir kapı araladık. Özellikle siyasi parti yöneticilerinin ve Enez kanaat önderlerinin katıldığı ve katkı verdiği bir toplantı oldu. Başarılı olmasını diliyorum ve ummak istiyorum.. Çünkü bu toplantının Enez’in 40 yıldır geri giden ve hayal kırıklığı yaşatan MAKUS TALİHİ’ne “DUR” demenin başlangıcı olabileceğini düşünüyorum.