(17 Ağustos depreminde yitirdiğimiz Ali Aksakal ve tüm canların anısına..)

Çok uzun zaman oldu dostlar
kağıda kaleme küskünlüğüm
dizelere sırt dönüşüm
yazmıyordum, yazmayacaktım bir daha
sanırdım ki,
acılar sevgiyle örselenir
yitenler umutlarda yaşatılırdı
için için toprağa süzülen gözyaşları
tedavi ederdi onulmaz yaraları
gök gürültüsüyle devrilen çınarlar
çoğalarak kök salardı hırçın filizlerde
oluk oluk boy verirdi kızlarım, oğullarım
güvenle, onurla ve dimdik ayakta
bugün, yarın ve gelecekte

uzun zaman oldu dostlar, çok uzun
yarenliğe küskünlüğüm
şiire sırt dönüşüm
umarsız çığlıkların uğultusu dinmeden daha
alçaklar kol geziyor ortalıkta, hayasızca
ki onlar ölüleri soyacak kadar şerefsiz
sorumsuz sorumlular yine densiz, yine beceriksiz
bir nesil tüketmişiz kırkbeş saniyede
onbinler vermişiz sonsuzluğa, kefensiz
yüzbinlerim ağlıyor kör gönüllere
evsiz, yurtsuz, sersefil, çaresiz
anne memesinin sıcaklığını duyamadan
soğuk çadırlarda
can bebeler aç
can bebeler hırçın ve sevgisiz
ah ülkem insanım, ah uysalım
yine suskun, yine dilsiz, yine sessiz

gel de yanma, gel de yazma
gel de haykırma
yüreğindeki öfkeyi
işte dostlar, bu öfkedir bana yeniden yazdıran
bu öfkedir yeniden şiirle buluşturan
bu isyandır vurdumduymazlığa
kahpeliğe, namertliğe baş kaldırışımdır
ve sevgiyle kucaklayışımdır
ödünsüz direnenleri

yazacağım dostlar, göreceksiniz yazacağım
bir yazacak bin paylaşacağım
can dostlarım kağıdımla kalemimle
insan gibi insanlarla
sevgiye adanmış yüreklerle
birlikte haykıracağım